Ana içeriğe atla

KEDİLERDE OSTEOARTRİTİS (EKLEM YANGISI)


Daha önce geriatrik hastalarda görülen birçok hastalığı başlıklar halinde sizlerle paylaşmıştım. Osteoartritis diğer bir deyimle eklem iltihabı özellikle 7 yaş üzeri kedilerde ırk ve cinsiyet gözetmeden eklem kıkırdağı ve altında uzanan kemik dokusunun dejenerasyonu ve yıkımı ile karakterize, yaşam standardını bozan bir hastalık durumudur. Hastalığın oluşumu ve ilerlemesindeki en büyük neden aşırı kilodur.  Günümüzde Veteriner Hekimlik alanındaki gelişmeler nedeniyle hastalığın teşhisi ve tedavisi kolaylaştığı gibi tespitin artışı ile görülme sıklığı da eskiye göre daha artmış durumdadır. Bu gelişmeler ile günümüzde de kedilerde eklem hastalıklarının tedavisi de eskiye oranla daha başarılı sonuçlar vermektedir.

Hastalığın en önemli bulguları yürüme bozukluğu, tutuk yürüyüş, yerinden kalkmak istememe, merdiven ya da benzeri platformları çıkamama, her zaman olmasa da eklemlerde şişlik, depresyon, sinirlilik, huy değişikliği, iştah azalması ve dokunulduğunda ya da kucağa alındığında ağrı, yükseğe zıplamakta zorluk ya da hiç çıkamamadır. Artitisin en sık gözlendiği eklemler kalça, diz, dirsek ve omuz eklemleri ile omurgadır. Yaşam standardını oldukça bozan bu hastalık hali gittikçe şiddetlenebildiği gibi dalgalanmalar göstererek zaman zaman azalıp artabilir. Osteoartritis primer ya da sekonder kökenli olabilir. Primer osteoartritis genelde direk olarak travma kökenlidir. Sekonder olan ise başka bir hastalığın yansıması ya da yaşa bağlı olarak şekillenendir.

Yukarıdaki semptomlardan bir ya da birkaçını kedinizde görüyorsanız mutlak suretle hemen Veteriner Hekim’inize danışmanız gerekmektedir. Veteriner Hekimlik alanında hekimin en büyük yardımcısı hasta sahipleridir. Bilinçli ve iyi gözlem yapan bir hasta sahibi hekimin işini kolaylaştıracak ve tanı koymasına yardım edecektir. Anemnez dediğimiz hastalığın hikayesi tanıda çok büyük öneme sahiptir. Bulgular eşliğinde Veteriner Hekim’inizin yapacağı klinik muayene ile diğer ileri teşhis yöntemleri daha verimli olarak kullanılacaktır. Osteoartritisin teşhisinde klinik muayene sonrasında röntgen, kan tahlili ve gerekirse eklemlerin detaylı MRI ile kesin tanı konulur. Tanıdan sonra osteoartritisin kökenine yönelik ya da semptomları ortadan kaldıracak bir tedavi protokolü hazırlanır. Bilimsel olarak sebepler tek ya da birden fazla olabileceğinden protokolde her hasta için farklılık gösterir.

Osteoartritisin tedavisinde ya da en azından olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için insanlarda olduğu gibi hayvanlarda da steroid (kortikosteroidler) ve non-steroid yangı gidericiler (naproksen, aspirin vb) kullanılır. Ancak kedilerde ağrı gidericiler ve kortizonların kullanımında dikkatli olmak gerekmektedir. Zira birçok ağrı kesici kedilerde toksik etkilere ve hatta ölüme neden olmaktadır. Bu nedenlerden ötürü burada belirtmek isterim ki kedinizde ağrı kesici ya da ateş düşürücü bir ilaç kullanmadan önce mutlak suretle Veteriner Hekim’inize danışınız zira kulaktan dolma ve tavsiye üzerine kullanılan ilaçlardan ötürü hemen her gün kötü sonuçlanan durumlarla karşılaşmaktayız. Veteriner Hekimlikte her türün kullanabileceği ve tolere edebileceği ilaçlar farklılık göstermektedir. Köpekler için rutin kullanılan bir ilaç kediler için ölümcül olabilmektedir. Böyle üzücü bir durumla karşılaşmamak için lütfen tavsiye ile ilaç kullanmayalım. Son yıllarda kedilerde güvenle kullanılabilecek az sayıdaki yangı giderici ve ağrı kesiciler (non-steroid-anti-inflamatuar) kolaylıkla temin edilebilmektedir. Bu ilaçlar dışında osteoartritisin tedavisine yardımcı olması bakımından C vitamini, glikozaminoglikan, kondroitin sülfat, omega 3 diete eklenerek ya da yalın olarak kullanılabilmektedir.  Beslenmede önemli bir nokta da eğer kedinizi hazır gıda ile besliyorsanız aldığınız ürünün ethoxyquin ve nitrat gibi koruyucu maddeler içermemesine dikkat edin zira bu kimyasallar artritisin şiddetini artırır. Artitisin en önemli sebeplerinden biri olan kilo sorunu da diet yolu ile çözülebilir. Bunun dışında sakin yapıya sahip ve izin veren kedilerde alternatif ve etkili bir yöntem olan fizik tedavi ve masaj da tedaviye yardımcı olarak kullanılabilir. 

Dr.Aytaç Sedat Kaval    
Veteriner Hekim/Cerrahi Uzmanı

*Tüm hakları tarafıma aittir izinsiz kopyalanamaz yayınlanamaz


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÖPEKLERDE SIRT VE BEL AĞRISI (DİSK FITIĞI)

Sırt ve bel ağrısı biz insanlar için nasıl yaşam standardını bozan oldukça ağrılı ve acı verici bir hastalık haliyse hayvanlar içinde aynı durum söz konusudur. O nedenle bu hastalığa sahip hayvanları anlayabilir ve empati kurabiliriz. Oldukça ağrı verici ve mutsuzluğa neden olan sırt ve bel ağrısı derhal çözülmesi gereken acil ve öncelikli bir problemdir. İnsanlarda ve hayvanlarda sırt ve bel bölgesi benzer bir yapıya sahipse de, önemli birkaç temel farklılıklar bulunmaktadır. Omurga, içinde beyinden çıkan sinir impulslarını vücudun geri kalanına ileten omuriliği barındırır. Omurilik yani spinal cord vertebralar denilen güçlü ve sert kemiklerle sarılı halde güvendedir. Vertebra denilen ve omurgayı oluşturan bu kemiklerin herbiri arasında birbirinden ayıran jelatin benzeri bir disk bulunmaktadır. Bu diskler omurganın yükünü emerek dağıttığı gibi ona hareketlilik de sağlar. Bu görevlerinden dolayı hasar görmeye ve yaralanmaya açıktırlar. Bu disklerin hasar görmesi yani...

KÖPEKLERDE GASTRİC VOLVULUS (MİDE DÖNMESİ)

Köpeklerde Gastric (Mide) Dilatation (Genişlemesi) ve Volvulus (Düğümlenmesi) (GDV) Büyük ırk köpeklere ilişkin yaşamı tehtid eden önemli hastalıklardan olan ve genel olarak mide şişkinliği adı altında anılan iki önemli ve birbiri ile ilişkili hastalık tablosudur. Büyük ırk köpeklerde oldukça sık rastlanan mide şişkinlikleri genelde iki tiptir. Birincisi ve iyi karakterde olanı midenin sıvı ve daha çok olmak üzere fermente olmuş gaz ile dolarak normal sınırlarının birkaç katı genişlemesi, bir diğeri ise birkaç dakikada bile ölüme neden olabilen midenin dönerek düğümlenmesi durumudur. İkinci durum midenin uzun ekseni etrafında en az bir tur dönmesi ile yemek borusu ve ince bağırsaklarla olan geçiş bağlantısının kapanması sonucu şekillenen ölümcül bir durumdur. Her iki durumda da mide içinde biriken gaz diaframa (karın ve göğüs boşluğunu ayıran zar) ve diğer karın içi organlara aşırı derece baskıya neden olur. Sonuç olarak oluşan bu şiddetli gaz basıncı sonucu solunum ...

KEDİ VE KÖPEKLERDE KULAK HASTALIKLARI

Kulak hastalıkları; oldukça sık gözlenen ve kronikleştikten sonra iyileşmesi çok zor olan ve hatta bazen arazlar bırakan önemli hastalıklar gurubundadır. Kulak hastalıklarının oluşumunda bir çok neden rol alır ve tedavi seçenekleri de nedenlere göre farklılık gösterir. Kulağın hijyeni ve periyodik kontrolü hastalanmasını engellemede çok büyük öneme sahiptir. Kulak hastalıkları çok kolay bir şekilde kronikleşebilmektedir. Kedi ve köpeklerin kulak anatomisi belirgin bir şekilde insanlarınkinden farklıdır. En önemli farklılık kulak kanalının uzunluğu ve şeklidir. Hayvanlarda kulak kanalı oldukça derin yani uzun ve aynı zamanda kıvrımlıdır. Bu nedenle temizliği insanlarınkine oranla daha zordur ve daha fazla uğraş ister. Kulak hastalıklarının belirtileri nedene ve hastalığın şiddetine göre farklılık gösterir. En sık gözlenen bulgular dış kulak kanalının çevresinde akıntı, kızarıklık, sürekli kafayı sallama, arka ayakları ile kulağını kaşıma, kulağın yatık tutulması, yere ya da ç...